The Order of The Giants incelemesi macera sevenler tarafından merak ediliyor. MachineGames tarafından geliştirilen Indiana Jones and The Great Circle geçtiğimiz yılın en dikkat çeken yapımlarından biri olmayı başardı. Oyun sadece Indiana Jones hayranlarına değil kaliteli bir aksiyon-macera deneyimi arayan geniş oyuncu kitlesine de hitap etti. Güçlü atmosferi, özenle hazırlanmış bulmacaları ve dengeli aksiyon yapısıyla, klasik bir macera oyununun modern temsilcisi olmayı başardı.
Bu başarılı ana hikâyenin ardından, geliştirici ekip geçtiğimiz haftalarda yeni bir indirilebilir içerik (DLC) ile karşımıza çıktı: The Order of The Giants. Oyuncuyu bu kez Vatikan’ın gizemli yer altı tünellerine, Roma’nın antik limanlarına ve eski çağlardan kalma sırların peşine sürüklüyor.
Küçük Bir Macera, Büyük Bir Atmosfer
The Order of The Giants incelemesi yapılırken ilk olarak göze çarpan nokta içeriğin ne çok büyük ne de yüzeysel bir ölçekte tasarlanmış olması. MachineGames, tıpkı ana oyunda olduğu gibi içeriğin çapını oldukça dikkatli bir şekilde belirlemiş. DLC’nin açılış sahnesinde Papaz Ricci ve sadık kuşu Pio ile yapılan kısa bir sohbet Dr. Jones’un yeni bir gizemin peşine düşmesine neden oluyor.
Bu sohbetin ardından oyuncu Vatikan’ın karanlık koridorlarından Venedik’in labirent gibi tünellerine kadar uzanan bir yolculuğa çıkıyor. Geliştirici ekip, sınırlı süreli bir içeriğe rağmen, oldukça sürükleyici bir hikâye kurgulamayı başarmış. Özellikle çevresel hikâye anlatımı ve detaylara verilen önem DLC’nin atmosferini güçlendiren başlıca unsurlar arasında yer alıyor.
Bulmacalar, Keşif ve Denge Unsuru
Ana oyunun temel taşlarından biri olan bulmaca dinamikleri DLC’de de önemli bir yer tutuyor. Ancak bu sefer zorluk seviyesi bir miktar daha artırılmış durumda. The Order of The Giants incelemesi kapsamında değerlendirildiğinde, oyuncuyu daha fazla düşünmeye zorlayan çözümü doğrudan sunmayan bulmacalar dikkat çekiyor.
Borderlands 4 İncelemesi – Borderlands 4 Oynanır mı? adlı yazımızı da okuyun!
Bu bulmacalar, oyunun temposunu zaman zaman yavaşlatsa da genel yapı içerisinde deneyimi zedelemiyor. Aksine, dikkatli oyuncular için daha tatmin edici bir çözüm süreci sunuyor. Ayrıca keşif unsurlarıyla bulmacalar arasındaki geçişler oldukça doğal ve akıcı. Oyuncu platform öğeleri, kısa aksiyon sekansları ve etkileşimli çevresel detaylar arasında adeta kusursuz bir döngüye giriyor.
Görsel ve Bölüm Tasarımı Kalitesi Korunuyor
MachineGames’in en başarılı olduğu yönlerden biri olan ortam tasarımı, DLC’de de ön planda. Oyuncular, Vatikan’ın yer altı mezarlarında veya antik kalıntılar arasında dolaşırken, gerçekten bu alanların var olduğuna inanmakta zorlanmıyor. Bu gerçekçilik, yalnızca grafik kalitesine değil aynı zamanda ışıklandırma, ses tasarımı ve objelerin yerleştirilme şekline de dayanıyor.
The Order of The Giants incelemesi açısından değerlendirildiğinde, üç saatlik bir içerik için bu denli detaylı bir dünya yaratılması takdire şayan. Oyunda yer alan her alan, oyuncunun ilgisini çekecek şekilde tasarlanmış ve sadece görsel bir güzellik değil aynı zamanda işlevsel bir oyun alanı olarak da hizmet ediyor.
Boss Dövüşü ve Genel Oynanış Dinamikleri
DLC’nin son bölümünde oyuncuları bekleyen bir boss dövüşü bulunuyor. Bu mücadele, oynanış açısından çığır açıcı bir deneyim sunmasa da içerik bütünlüğü açısından oldukça yerinde bir seçim. Özellikle finalin bir zirve noktasına ulaşması, oyunun dramatik yapısını destekliyor. Dövüş dinamikleri genel olarak ana oyunla paralellik gösteriyor; kullanıcının reflekslerine ve çevresel öğeleri doğru kullanma becerisine dayanıyor.
Bu anlamda The Order of The Giants incelemesi yapılırken oynanışın temposunun korunduğu, hiçbir alanın gereksizce uzatılmadığı ve aksiyon-bulmaca dengesinin başarılı şekilde sürdürüldüğü söylenebilir.
Süre ve Fiyat Dengesi Soru İşaretleri
Her ne kadar içerik kalitesi tatmin edici olsa da iş fiyat-performans konusuna geldiğinde bazı soru işaretleri oluşuyor. The Order of The Giants, yaklaşık 3 saatlik bir ana hikâye süresi sunuyor. Tüm toplanabilir objelerin peşine düşen, metinleri detaylıca inceleyen oyuncular için bu süre 4 saate kadar uzayabiliyor. Ancak yine de, 20 dolar gibi nispeten yüksek bir fiyat etiketi göz önüne alındığında, bazı oyuncular için bu süre yetersiz kalabilir.
The Order of The Giants incelemesi bağlamında içerik uzunluğu ile fiyat etiketi arasında daha dengeli bir ilişki kurulmuş olsaydı, DLC’nin değeri daha da yükselebilirdi. Yine de bu durum, içeriğin kalitesini ve özenle hazırlanmış yapısını gölgelemiyor.
Tutkuyla Hazırlanmış Küçük Bir Macera
MachineGames Indiana Jones evrenine olan bağlılığını ve saygısını bu DLC ile bir kez daha gözler önüne seriyor. İçeriğin genel yapısı, ana oyunla tutarlı ilerliyor; ne eksik ne de fazla. Oyuncuya sunulan ortamlar, hikâye kurgusu ve oynanış dinamikleri beklentileri karşılıyor.
Özellikle seriye ve karaktere aşina olan oyuncular için The Order of The Giants keyifli bir ara hikâye sunuyor. Üç saatlik kısa ama yoğun bir macera arayanlar için kesinlikle önerilebilir. The Order of The Giants incelemesi bu yönüyle hem yeni hem de eski Indiana Jones hayranları için olumlu bir tablo çiziyor.
